KUDÜS NASIL KURTULUR?

Onyıllardır işgal altında bulunan Kudüs, son gelişmelerle bir kez daha dünya gündeminde. Artık bu konuda Müslümanlar değil, insani duygulara sahip olan her canlı, İsrail zulmünden Kudüs’ün ve Filistinlilerin kurtarılması gerektiğinde hem fikir, ama nasıl?..

Her iman sahibinin Rabbini bilişi daha ziyade Rabbimizin ancak ona teslim olmuş olan iman sahibi her Müslümana zatını bildirişi farklıdır, bunun sayısız yolu, mertebesi vs. vardır. Buna binaen her iman sahibinin O’nu bilişi değiştiği gibi, ona teslim oluşu, tebliği, ibadeti, mücadelesi buna göre şekil alır. Bazen bir iman sahibi gelen tokatı sineye çekip tek kelime edemezken, aynı durumda bir başka iman sahibi kükrer. Abdullah b. Mesud’un kâbe meydanında yediği dayak karşısında ağlamak dışında bir tutumu olmayışıyla, Hz. Ömer’in hicreti açıktan yapıp herkese meydan okuması buna örnek olabilir mesela. Bu sadece Hz. Ömer’in kuvvetli Abdullah b. Mesud’un r.a. kuvvetsiz olmasıyla ilgili değildir. Onların Rablerine yakınlığı ve tanımaları da bu tutumları gerektirir, ikisi de yalnız Allah’a teslim olduğundan doğru yapmıştır ve ecir kazanmıştır.

Bugün her iman sahibinin kendi gönlünce elinden geleni yapması hiç şüphesiz farzdır. Malımızla, canımızla ve elimizde bulunan bütün imkanlarla mücadele etmek imanın bir gereği ve şartıdır. İşte tam bu noktada Kudüs nasıl kurtulur? Sorusunun cevabına yaklaşıyoruz.

Şimdi şunları bir hatırlayalım.

Bizler, bir ülkeye gönderdiği elçi şehit edildiği için büyük devletleri hiç çekinmeden karşısına alıp onlarla cihad etmiş bir Peygamberin ümmetiyiz.

Bizler Allah’ın hükmünden başka hiçbir hükmü tanımamış, son nefesine kadar Allah’ın davası için cihad etmiş, insanlığa tebliğ etmiş bir peygamberin ümmetiyiz.

Bizler her fırsatta insanları ancak Allah’a teslim olmaya davet etmiş olan, O’ndan başkasına kulluk etmeyip bunu ömrünce insanlara yaşayarak ve kelimeleriyle anlatmış olan bir Peygamberin ümmetiyiz.

Bizler vasiyet olarak “size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı tutunursanız asla sapıklığa düşmezsiniz, bu iki şey Kur’an ve sünnet” diyerek bize kıyamete kadar geçerli ebedi kurtuluş reçetesini vasiyet bırakmış bir Peygamberin ümmetiyiz.

Oysa aynı Peygamber bugün gelse ve cihad etse sarığıyla kılıcıyla, insanların çoğu onu küffarın etkin olduğu tv lerden törerist yaftalamasıyla izleyerek, öylesine bir haber kadar rahatını bozmadan izleyecek ve belki umursamayacak bile.

Bugün Türkiye İsrail’e savaş açsa, rahatları kaçacağı, sevdikleri (malımız dahil) tehlikeye gireceği için “ne gerek vardı” diye itiraz edeceklerin sayısı oldukça yüksek olacaktır. (hadi yaa demeyin ancak yaşanırsa bu durum haller ortaya çıkar)

Bizlerin İslami olarak nitelediği toplumlar ne yazık ki İslami değil, Kudüs kararını Trump açıkladığı gün İsrail konsolosluğu önündeki kalabalığa şunu sorsak cevapları ne olurdu? “Kimlerde kredi kartı var?”… Oysa faize bulaşan, kuranın tabiriyle “Allah’a c.c. ve resulüne savaş açmış gibidir?” neredeyse protesto ettiklerimizle aynı saftayken ne yapmaya çalışıyoruz?

Bugün sırf aklı almadığı için hadisleri inkar eden, güya Kurana uymuyor diye hadisleri ve sünneti reddeden, müceddidleri adam yerine koymayan başta ilahiyat güruhu ve diyanet olmak üzere, sonra onların beslemesi ya da benzeri olan alimlerin yaşadığı hayatlarda ne kadar İslam var? Peygamberimize vahyedilen ve onun yaşadığı islamı kastediyorum, bugün toplumun yaşadığını değil!..

Yani adam o kadar ileriki, Peygamberi geçmiş, o adama göre Kurana uymuyorsa bir söz bu hadis olamaz. Peki ey cahil adam, ya sen o haram dolu, dünya sevgisi dolu gönlünle/beyninle hadisleri anlayamıyorsan ne olacak? Daha da kötüsü bundan on yıl sonrada anlayamadığın, açıklayamadığın ayetleri de Kur’andan çıkarmayı mı teklif edeceksin?

Tüm bunların ne alakası var Kudüs’ün kurtulmasıyla demeyin çünkü çok alakası var.

Fazla değil, Peygamberin tebliğ ettiği islamı benimsemiş bir milyon insan olsa, tüm dünyaya meydan okuruz, Kudüs değil uçan kuşlara hükmederiz Süleyma a.s. gibi ancak yok. Kendi menfaatini bir kenara bırakabilecek, yaşarken yalnızca Allah’a boyun eğecek, O’ndan başka başta kendi nefsini olmak üzere hiçbir hükmü tanımayacak Müslümanlar lazım bu dünyaya. Bu da bugün hiç şüphesiz Peygamber Efendimiz’in haber verdiği ve yeryüzünde vazifesinin başında olan Muhammed Mehdi a.s.’a imanla mümkün.

Bugün buyursun gelsin türk toplumu iman etsin Mehdi a.s.’a, Suriye gelsin, Irak gelsin bakalım o zaman Kudüs’te neler oluyor? Ya hep beraber Müslüman gibi şehit oluruz ya da Müslüman gibi gazi olur muzaffer oluruz. Kudüs kurtulsa da kurtulmasa da Müslüman olarak haşrolunuruz. Ancak bugünkü hallerimizle, faiz içinde yaşarken, nefsimizin istekleriyle mücadele etmek bir yana onun hizmetkarı olmuşken, kibrimiz 3 vilayet öteden hissediliyorken, tesettürü bozmuşken, namazda ihlasımız yokken, zekattan çalıyorken, hacda ticaret yapıyorken, Allah’ın hükümler karşısında başka hükümlere boyun eğiyorken, Kudüs’ü gidip İsrail den de kurtarsak bile ölünce Müslüman olarak haşrolunmayacağız.

Uzun lafın kısası, gönül Kabeleri tekrar imar edilip şaşmış kıblemiz yerine gelmeden, ne Kudüs kurtulabilir ne de biz…

Bunun da tek yolu yalnız Allah’a kul olmak, O’nun hükmünden başka hüküm tanımamak, emir ve yasaklarına tam tamına uyma gayreti göstermek ve bügün için Rabbimizin c.c. tüm insanlığı imtihan vesilesi olan Mehdi a.s.’ın zuhuruna dair yalnız İlahımıza müracaat ederek, yalvara yakara O’ndan yardım istemekten geçer.

Çünkü Kudüs’ün kurtuluşunun Peygamber Efendimiz Mehdi a.s.’la olacağını müjdelemiştir.

Mehdi a.s.’ın internet üzerindeki tebliğine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Selametle…

İsmail AVŞAR

http://mehdialeyhisselam.istanbul/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like