Ehli sünnet muhafızları adı altında Mahmud efendi yi kullanıp Mehdi Aleyhisselam'ı karalamaya çalışan sahte Mahmud efendi ciler
Mehdi Aleyhisselam ı karalamak için Mahmud Efendiyi kullanan Sahte Mahmud Efendiciler
Ehli sünnet muhafızları adı altında Mahmud efendi yi kullanıp Mehdi Aleyhisselam'ı karalamaya çalışan sahte Mahmud efendi ciler
Ehli sünnet muhafızları adı altında Mahmud efendi yi kullanıp Mehdi Aleyhisselam'ı karalamaya çalışan sahte Mahmud efendi ciler
Son dönemde,. Sürekli Sosyal Medya da bu yüzyılda gelmeyecek gibi ifadelerle gökte Allah c.c, yerde biz edasıyla Allah'ın yüzyılına ipotek koymaya cüret edecek kadar ileri giden ve türlü iftiralarla insanları Allah'ın c.c yolundan alıkoymaya çalışanlara Dikkat Edelim.
Peygamberimiz (sav)'in "Şüphesiz ki Allah her yüzyılın başında bu ümmete dini işlerini yenileyecek bir müceddid gönderecektir" hadisine dayanarak Mehdi as'ın Bu Yüzyılda gelmeyeceğini söyleyip Allah'ın c.c yüzyılına ipotek koyma cüretini gösteren ve insanları Allah'ın c.c yolundan alıkoymaya çalışan nasipsizler, siz inkar etsenizde Mehdî Aleyhisselâm zuhur etmiştir. Şahidimiz Rabbimiz'dir c.c.
Yazının DevamıMuhammed Mehdi a.s.'ın zuhur etmiştir, Güneş batıdan doğmuştur.
Ey insanlar, Mülkün tek sahibi olan Rabbimiz c.c., rahmetiyle, Peygamber Efendimiz'i sav kitapla gönderilen peygamberlerin sonuncusu olarak vazifelendirdikten sonra, kıyamete yaklaştığımız bu zamanda da Muhammed Mehdi a.s'ı, Peygamber Efendimiz'i sav tasdik eden, nebi olarak vazifelendirmiştir. Mehdi as'ın nebi vasfıyla zuhuru güneşin batıdan doğuşudur. Muhammed Mehdi as'ın, Rabbimiz'in cc vahyiyle, tebliğ metninde ortaya koyduğu delillerden sonra, Güneşin olağan haraketinin aksine (tersten) batıdan doğacağını söyleyenlere Muhammed Mehdi as ın cevabıdır.
Yazının DevamıRabbimiz (c.c.)'in, Kur'an-ı Kerim'de haber verdiği Muhammed Mehdi (a.s.)'ın gelişine işaret eden ayetlerden bazıları şunlardır;
Peygamberimiz (s.a.v.)'in; "Medine'den çıkacak, Mekke'den çıkacak, şarktan(doğu tarafından) çıkacak" gibi zamanımıza ulaşan hadislerle geleceğini haber verdiği Muhammed Mehdi (a.s.), Türkiye'de (Sakarya Kuzuluk'ta) doğmuş, Rabbimiz (c.c.)'in kendisini insanlar arasından seçip vazifelendirmesinden sonra, otuz beş yaşlarında, 2011 yılında, önce ev halkına tebliğ yaptıktan bir müddet sonra Medine'ye oradan Mekke'ye giderek vazifeye başlamış, ardından Türkiye'ye dönmüş; tebliğlerle ve mücadelelerle geçen yılların ardından Türkiye'den, İslâm'ın (hilafetin) battığı yer olan İstanbul'dan (ikinci Medine'den) zuhur etmiştir(tamamen ortaya çıkmıştır). Halen başta İstanbul olmak üzere tebliğin ulaştığı her yerde; insanlığı, İslâm'ın özüne, Allah'ın (c.c.) birliğine davet etmek, Allah'ın kitabını (Kur'an-ı Kerim) hakim kılmak gayesiyle, inananlarla beraber Rabbimiz (c.c.)'in emrini bütün insanlığa tebliğ vazifesine devam etmektedir.
Rabbimiz (c.c.)'in, Ahzab suresinde (40. ayet) "Muhammed, adamlarınızdan hiçbirisinin babası değildir; fakat o Allah'ın Resûlü ve Nebilerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir." buyurması, bununla beraber Muhammed Mehdi'nin Nebi vasfıyla zuhuru, insanlık için bir imtihan vesilesi olmuştur. Muhammed adı, hem Peygamberimiz (s.a.v.)'in hem Mehdi (a.s.)'ın Rabbimiz (c.c.) katındaki adıdır.
“Sen Hz. Mehdi’sin” dediklerinde o kabul etmeyecek…”
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, Beklenen Hz. Mehdi’nin Alametleri, s. 40)
“Kendisine “senin ismin budur, babanın ismi şudur, alametler sende mevcuttur” diyecekler, ancak o yine kabul etmeyecek…”
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, Beklenen Hz. Mehdi’nin Alametleri, s. 40)
“Hz. Mehdi’ye, Deccaliyet’e ve dinsizlerin zulmüne karşı bizi korumazsan bütün günahımız ve dökülen kanlarımız boynunda olsun” diyecekler. Bu konuşmadan sonra (manevi sorumluluk almamak için) Hz. Mehdi manevi liderliği kabul edecektir.”
Peygamberimiz sav "Mehdi a.s.'ın başında bir sarık bulunacak, bu sarığın içinden bir adam çıkıp Mehdi'yi göstererek şöyle haykıracak: 'İşte Allah'ın halifesi Mehdi! Ona uyunuz!'" buyuruyor. Mehdi a.s.'ın sarığının içinden çıkacak adam dabbetü'l arzdır. Sarık başa, baş da akla ve ilme işaret ettiği üzere sarığın içinden yani Mehdi a.s.'ın başından yani ilminden Mehdi a.s.'ın dabbetü'l arz olduğu ortaya çıkmıştır.
Her peygamber gibi, melek araciligiyla ilmi Allah cc tan alan,
Her peygamber gibi Allah cc in ıslah ettiği,
Her peygamber gibi masum olan,
Her peygamber gibi adı peygamberlerin suhufunda geçen,
Yine her peygamber gibi, nübüvvet mührü olan ve İsa as mada imam olacak olan Muhammed Mehdi as min nebi olmadığını söylemek, bir insani bütün vasiflariyla özellikleriyle anlatıp, sonrada hayır o bir insan değildir demekten farksızdır. Şahit olarak Allah cc yeter.
Muhammed Mehdi, 1976 yılında Peygamberimiz'in (s.a.v.) "Mağrib memleketlerinde doğacak" hadis-i şeriflerinde de buyurduğu üzere Sakarya (Kuzuluk)'da doğmuştur. 27-28 yaşlarına kadar, babasının kendine verdiği Osman Aydoğdu adıyla insanlar arasında yaşamıştır. 27-28 yaşlarında, 2004 yılının ramazan ayından itibaren, Rabbimiz (c.c.)'in vahyiyle; yaklaşık yedi ay içerisinde Muhammed Mehdi (a.s.) olduğunu bilmiştir. Allah'ın (c.c), insanlar arasından kendisini seçip Muhammed Mehdi adıyla, nebi vasfıyla vazifelendirmesinden yedi yıl sonra da Rabbimiz (c.c.)'in emriyle; Peygamberimiz (s.a.v.) döneminde olduğu gibi birer birer, önce ailesinden ve yakınlarından başlayarak, Allah'ın(c.c.) emrini tüm insanlığa tebliğe devam etmektedir.
"Bir"den geldik bu hayata... "Bir"e döneceğimizi bilerek...
Yazının DevamıRabbimiz cc ayeti celilesinde: “ Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zâriyat Süresi/56.Ayet ) “ buyuruyor.
Sahi Nedir Kulluk?
Dönüp bakalım yaşantılarımıza yaşadıklarımıza, inandığımız gibi mi yaşıyoruz yoksa yaşadığımız gibi mi inanıyoruz..
Bizleri davası üzere yürüten, davanın sahibi ve bu davayı sonuca vardıracak olan Rabbimiz' dir. (c.c) Madde ve mana aleminde ne varsa bütün herşey ona aittir.
Mal, mülk, ilim, makam, mevki hepsi Allah' ındır. (c.c) Herşeyin sahibinin, Rabbimiz (c.c) olduğunu bilenler, benliğini nefsini farkedenler, ilmin kibrine, makamın kibrine, çokluğun kibrine, malın kibrine kapılmazlar.
Ufkumuzda dünyadan başka bir hevesin olmadığı, cebimizde onbinlarca liralık limiti olan kredi kartlarımızın olduğu, namazı iş arasında 2 dakikada kıldığımız, boş söz ve işlerle dolu bir hayatı yaşarken dava arkadaşımız olan ve sözde islam uğruna hayatını ortaya koyup tüm sevdiklerini terkederek teşkilat çalışmalarında aktif görev alan pekçok kişiyle gayet güzel muhabbetimiz vardı. Çünkü 3 eksik 5 fazla aynı karanlığın ve aldanmanın içindeydik.
ADEM as döneminde yaşasaydın: şeytanın sözünü dinlediği için Allah cc ın cennetten kovduğu , iki oğlundan biri olan Kabil in Habil i öldürdüğü bir insanın peygamber olduğuna inanıp onu sevebilirmiydin.
NUH as döneminde yaşasaydın: çölün ortasında gemi yapan, eşi ve oğlunun dahi inanmadığı, çok az sayıda toplumun aşağı gördüğü insanların inandığı, insanların deli, şaşırmış dediği bir insana peygamber olarak inanıp onu sevebilirmiydin.
Yazının DevamıSözde Allah cc her yerde olduğunu söylediğim, imanlı olduğumu zannettiğim, şekliyle Namaz ın, açlıktan öteye bir idrakim olmadan Oruç un, zorlanarak istemeden verdiğim zekatların, ve bütün ibadetlerim le kendimi Müslüman zannettiğim gaflet halindeki İslam dan , Müslümanlıktan ; Hakikatiyle her anımı kuşatan Rabbim cc in sonsuz zatının farkındalığıyla hakiki imana , miraç ölçüsündeki namaza , bedeni açlıktan ziyade bütün azalarıyla dünya nimetlerine ve maddeye nefsin bütün isteklerine karşı mücadele de huzur veren acziyetten,Rabbim cc i bulduğum oruca, zekatın benim olandan değil onun olanı benim sonsuz saadetim için bana verdiğinden benim için vermek olduğunu hissederek vermeyi nasib ettiği ve bütün ibadetleri, her anımla ona muhtaç olduğum Rabbim cc in rızasını kazanmak hissiyatını gönlüme veren ve bu duygularla yaşamayı nasibettiği bir hayata kavuşturan Rabbim cc e sonsuz hamdüsenalar olsun.
Namazda yüzünüz Kabe'ye dönmüş olsa da
Gönül KABE'nizdeki putlari yıkıp BİR olan Yüce ALLAH'a cc. secde edemezseniz, Namazi gereğine uygun dosdogru kılmış olmazsiniz...
Yazının DevamıÂl-i Imrân Sûresi / 27.Ayet
"Geceden gündüze katarsın.Gündüzden de geceye katarsın, ölüden diri çıkarır diriden de ölü çıkarırsın, dilediğini de hesapsız rızıklandırırsın."
Yazının DevamıBatılı yok sayıp da
Hak olana koştun ise,
Putlarını yıkıp da
BİR olanı seçtin ise,
Yolun da güzeldir, yürümek de.
Güneş olsa ısıtmasa; düşündün mü hiç
nasıl olurdu?
Yağmur yağsa ıslatmasa; düşündün mü hiç nasıl olurdu?
Bulut olsa gölge yapmasa; düşündün mü hiç nasıl olurdu?
Ay olsa aydınlatmasa; düşündün mü hiç nasıl olurdu?
Kuran-ı Kerimi açalım, orada mü"minler tarif edildiği ayetlerde yaşantımız, dünya işlerine dalmadan ya da her anında dalmama gayretiyle kıldığımız içinde göz yaşı barındıran, yakınlık barındıran huşulu namazlarımız var mı? Boş sözlerden ve işlerden yüz çevirmiş miyiz? Takımımıza mı, telefonumuza mı, arabamıza mı, boş geyiklere mi, sevgilimize mi yoksa Rabbimize mi en çok vakti ayırıyoruz?
Yazının DevamıHer devirde gelen elçiyi inkar edenlere, Rabbimiz (cc.) elçiyi inkar ettiklerinden dolayi kulaklarini ve kalplerini mühürleyip, gözlerinede bir perde indirmiştir. Bu yüzden gerçeği göremeyip, inkar etmişlerdir. Bu perde, Allaha teslim olmak yerine,
Rabbimizin Mü'min Sûresi / 83.Ayet'te buyurduğu üzere;
"Peygamberleri kendilerine açık delil (ve mucize)lerle geldiği zaman, kendi yanlarındaki (beşerî) bilgilerle şımar(ıp gururlan)dılar. Sonunda (peygamberleri) alaya aldıkları şey(in cezası) kendilerini kuşatıverdi." Ayeti sırrıyla,
Kendi akıllarına ve bilgilerine güvenerek, benlikleriyle, Allah bilir diyip teslim olmak yerine, ben bilirim diyip nefsini ilah edinmiş ve şirke düşmüşlerdir.
Peygamberimiz s.a.v gelmeden önce kapkaranlık bir toplum vardı şüphesiz. İnsanlar diliyle Allah dese de yaşamlarıyla Allah ufkundan çok uzaktı. Günahlar Allah yokmuşcasına işleniyordu.. İnsanlar içki içiyor, kumar oynuyor, yalan konuşuyor, faiz yiyor, birbirlerini arkalarından çekiştiriyordu. Puta tapanlar, kız çocuklarını diri diri toprağa gömenler ve haksız yere cana kıyanlar da cabası..
Yazının DevamıOnyıllardır işgal altında bulunan Kudüs, son gelişmelerle bir kez daha dünya gündeminde. Artık bu konuda Müslümanlar değil, insani duygulara sahip olan her canlı, İsrail zulmünden Kudüs’ün ve Filistinlilerin kurtarılması gerektiğinde hem fikir, ama nasıl?..